köpeklerin pisikolojisi

köpeğinizin pisikolojisi

 

 Blog images

Köpeğin kendi doğasına ters düşen ve herhangi bir amaç taşımaksızın yapılan davranışların sebebi psikolojik problemler olabilmektedir. Bunlardan bazıları, sebebi dış faktörler olsa bile, köpeğin kendi içsel hesaplaşmalarıdır. Buna, anoraksia nevrosa dediğimiz sinirsel sebeplere dayalı iştahsızlık, depresyon, demoralizasyon ve sebepsiz kaşınmadan tutun, kuyruk yemeye kadar varan obsessif - kompulsif davranışlar örnek gösterilebilir. Bunlar genellikle insan - köpek ilişkisini doğrudan etkilemezler. Ancak bu ilişkiyi doğrudan etkileyen bozukluklar vardır ki, bunun en tipik örneği agresif (saldırgan) d

Köpek Astrolojisi

Köpek Astrolojisi
 
Köpeğiniz kararsız mı? Yoksa evin reisi o mu? Kediniz dost canlısı mı? Ya da elinizi uzattığınızda tırnaklarıyla canınızı mı acıtıyor? Kediniz sokak meraklısı mı?

İngiliz medyum Craig Hamilton-Parker tüm bu soruları yanıtlıyor. Medyuma göre, köpek ve kedilerin de tıpkı insanların gibi burçları bulunuyor, eğer hayvanınızla iyi geçinmek istiyorsanız burcunu ve burcunun özelliklerini bilmeniz gerekiyor. İşte, kedi ve köpeklerin astrolojik sırları…

KOÇ (21 Mart - 20 Nisan)

Köpek: Zodyak’ın ilk burcu olan Koç köpeği, cinsinin lideri olmak ister. Bağlanmaktan kesinlikle hoşlanmazlar. Başka köpeklere karşı hoşgörüsü bulunmayan Koç köpekleri, çevresini keşfetmek ister. Her gördüğü yemek artığını yer.

BOĞA (21 Nisan - 21 Mayıs)

Köpek: Sadık, namuslu, kolayca eğitilebilen bu burcun köpekleri, mükemmel rehber köpek olurlar. Çocuklarla çok iyi anlaşırlar. En büyük aşkları yiyecek, ikinci aşkları ise müziktir. Eğer boğa burçlu köpeğinizi mutlu etmek istiyorsanız ona Beethoven çalın. Saatlerce uslu uslu oturup, dinleyecektir.

İKİZLER (22 Mayıs - 21 Haziran)

Köpek: Bu burcun köpekleri çok çabuk sıkılır. Sürekli yeni yerler keşfetmek ister. Bir arkadaşınızdan köpeğinize birkaç gün bakmasını isteyin. Köpeğiniz bundan çok hoşlanacaktır. Eğer sabırsızlıklarının üstesinden gelirseniz, birkaç ufak atraksiyon öğretebilirsiniz. Gösterişe bayılırlar. Ancak köpeğinizi gözünüzden ayırmayın. İkizler köpeği, bir anda evinizi terk edip kaçabilir.

YENGEÇ (22 Haziran - 23 Temmuz)

Köpek: Sakın yengeç burçlu köpeğinize emir yağdırmayın. Yoksa ağlamasına engel olamazsınız. En duygusal köpekler, yengeç burçlulardır. Mükemmel anne-baba olurlar. Çocuklara bayılırlar. Sık sık huysuzlaşıp, sahiplerinin ilgi ve güvenini isterler.

ASLAN (24 Temmuz - 23 Ağustos)

Köpek: Kendinden emin, korkusuz, gururlu aslan burçlu köpekler, ideal polis köpeği olurlar. Kendini beğenmişliklerinin sınırı olmadığı gibi, sevginin merkezi olmaya da bayılırlar. Aslan burcu köpekleri, sahibine zarar gelmemesi için canlarını vermeye hazırdır. Ancak kedilerden çok korkar.

BAŞAK (24 Ağustos - 23 Eylül)

Köpek: En temiz köpekler başak burcundan çıkar. Rutinden hoşlanırlar. Onun için her gün aynı saatte yürütülmek, aynı vakitte yemeklerini yemek isterler. Bu burcun hayvanları küçük olurlar. Küçük boyutlu köpekler bu burçta serpilip, gelişirler. Sadık olan bu köpekler, aynısını sahiplerinden de bekler.

TERAZİ (24 Eylül - 23 Ekim)

Köpek: Sahiplerini kolaylıkla ikna, hatta yönlendirme gücüne sahiptirler. Bu köpekler, paranın satın alabildiği herşeyle mutlu olurlar. Yattığı sepetin ipekle döşenmesine dikkat edin. Yalnız bırakılmaktan nefret ederler. Evde, yanlarında değilseniz sizi müthiş özlerler. Başka köpeklerin arkadaşlığını sevdikleri kadar, çevresinin barış, uyum içinde bulunmasından hoşlanırlar.

AKREP (24 Ekim - 22 Kasım)

Köpek: En iyi arkadaşınız, veya en kötü düşmanınız, ne olursa olsun, akrep köpekleriyle ilişkiler çok ateşlidir. En hafif kokunun bile izini sürebilirler. Seks güçlerinin fazlalığı nedeniyle, mükemmel yetiştirici köpek olurlar.

YAY (23 Kasım - 21 Aralık)

Köpek: Burcun yavru köpekleri enerji kaynağıdır. Büyüdükçe daha kontrollü, kaslı olurlar. Ateş grubuna dahil bu burcun köpekleri, ender şekilde kahraman ve şanslıdır. Çok iyi bir karaktere sahip bu köpekler, küçük oyunlarla sahiplerini şaşırtırlar.

OĞLAK (22 Aralık - 20 Ocak)

Köpek: Bu burcun köpeklerinin doğar doğmaz yaşlı gözüktüğü söylenir. Ancak bu köpekler, büyüdükçe görünüşleri de güzelleşir. Zor görevlerden hoşlanmalarına rağmen, işi tamamlamaları uzun zaman alır. Uzun yürüyüşlerde hep geride kalırlar. İnatçı ve verilen emirlere karşı itaatsizdir.

KOVA (21 Ocak - 19 Şubat)

Köpek: Eğer aptal bir köpeğiniz varsa, mutlaka kovadır. Başka köpeklere bile tuhaf gelen davranışları vardır. Bazan köpekten çok insan gibi davranırlar. Ancak kalpleri yine köpektir. Koşmaktan çok hoşlanırlar. Mutlu bir kova köpeği, özgürlüğüne düşkündür.

BALIK (20 Şubat - 20 Mart)

Köpek: Kırma köpeklerin ideal burcu balıktır. Ancak balık burçlu köpek olmak çok akıl karıştırıcıdır. Akıllarına bir fikir gelir gelmez, ancak bu fikri uygulayana kadar başka bir fikre kapılırlar. Genelde zayıf pençe ve bileklere sahiptirler. Buna dikkat edilmesi gerekir.

İnsanlarla Evcil Hayvanlar Arasındaki Uyum Tablosu  

Koç : Bu burcun üyesi olan kedi ve köpekler çok şımarık ve oyuncu olurlar.

Boğa: Bu burçta doğan sevimli hayvanlar tembel ve saklanan tiplerdir.

İkizler : Her daim sahibine sokulmak isterler . Sevilmek okşanmak en büyük tutkularıdır.

Yengeç: Her zaman sahibi ile haşır neşir olmak ister , eve gelen konukları asla hazmedemezler.

Aslan : Hani cilveli denir ya!! İşte o bu burcun üyeleri ,için tam bir kelime çat burada çat şurada misali.

Başak : Bu burcun üyesi olan şirin yaratıklar sahipleri ile anlaşamayıp, dışardan gelen insanlara sevgi beslerler.

Terazi : Eğer sahibi aynı burcu üyesi ise aşk denilecek kadar tutkun olurlar. Başka burcun üyesi ise insana fazla sokulmayı sevmezler.

Akrep : Son derece hisli alıngan azarlanmaya tahammülü yoktur. Evini terk etmeyi düşünürler.

Yay : Bu burçtaki hayvanlar deyim yerindeyse tam bir şımarık olurlar, yabancı veya sahibi olması hiç önemli değildir onlar için. Daima sevgi beklerler.

Oğlak : Her zaman sahibini izlemeyi tercih eder. Evine ve sahibine düşkünlüğüyle bilinen hayvanlardır.

Kova : Kendini beğenmiş , kimseye sokulmayan evin sadece bir ferdine aşık olan hayvanlardır.

Balık : Bu burcun hayvanları gezmek için yaratılmıştır , evde yalnız kamaya tahammülleri yoktur. Eğer yalnız kalacak olurlarsa ev eşyalarına zarar vermeyi düşünürler.

Anahtar Kelimeler: , , , , , , , , , , , , , ,

1.BESLENME HATALARI

İnsan ve köpek sindirim sistemi ,sindirim karakteri , bağırsakların uzunluğu gibi bir çok açıdan farklılık gösterir. Bu sebeplerden insan beslenmesinde kullanılan gıdalar köpek ve kediler için uygun olmayıp, bazıları tehlikelidir.Örneğin patlıcan nikotin içerir,çok kullanılan havuç ise ağır lifli yapısı ile emilimi olmayıp,sindirim sistemini aşırı yorar,ekmek ise mayalı yapısı ile mide de gastrit, bulantı, aşırı gaz ve sonunda kusmalara yol açabilir. Kuşlara kuş yemi, balıklara balık yemi yediriyoruz.

Köpeklere neden ev artıkları veriyoruz?Neden onları tehlikeli sonuçlara (Mide-barsak hastalıkları,karaciğer ve böbrek dejenerasyonları,iskelet sisteminde bozukluklara bağlı yürüme hataları,aşırı ve durdurulamayan tüy dökülmeleri,huysuzluk,saldırganlık ve bir çok daha başka sağlık problemleri.)götürecek bu gıdaları kullanıyoruz?Bu soru ciddi biçimde sorulmalıdır.

2.Her türlü kemik verilmesi! (Çok tehlikeli):

Günümüzde kemiğin çok masum bir yiyecek olmadığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalar kemiğin ani barsak yırtılmaları sonucu köpek ve kedileri ölüme götürebildiğini kanıtlamıştır. Zaten besleyici özelliği olmayan kemik bağırsaklarda hiç bir şekilde sindirilememekte ve tüm sindirim sisteminden olduğu gibi geçerken çeşitli sıyrık, yırtıklara yol açabilmektedir.Bunun sonucu iç kanama ve ölümdür.

3.Sakatat (Akciğer,işkembe vs) verilmesi:

İnsanlarda hastalık oluşturan mikrop ve parazitlerin bir kısmı hayvanlardan bulaşır. Bunlar büyükbaş hayvanların iç organlarında yaşar ve bunları yiyen köpekler aracılığı ile insanlara bulaşır. İşte akciğer ile verem başta olmak üzere Kist Hyadatit, parazit yumurtaları köpek ve kedilere onlardan da insanlara bulaşır. Hiç bir besleyici özelliği bulunmayan akciğerin (Beyaz ciğer) köpek ve kedilere verilmesi toplum sağlığı açısından son derece tehlikelidir. Dünyada hayvan artıklarının köpek ve kedilere yedirilmesi yasaklanmıştır.

4.Şekerli, baharatlı gıdalar

5.Şarküteri tipi insan yiyecekleri (Sucuk,sosis vs.)

Bunların tamamı tedavi gerektiren psikolojik problemlerdir. Öncelikle şu soruyu cevaplandırmalıyız: Köpekte problem olarak nitelendirdiğimiz husus gerçekten köpeğin problemi mi,yoksa bizim problemimiz midir?

Aslında ortaya çıkan davranış problemlerinin önemli bir bölümü, köpek tarafından normal olan davranışların, insanlar tarafından anormal olarak algılanmasıdır. Bizler hayvanlardan, bizim gibi hareket etmelerini ve bizim monoton hayat düzenimize uymalarını bekleriz. Tabii ki, evcilleştirmeyle birlikte, köpekler de kendi yetenekleri doğrultusunda bize uymaya çalışmışlardır. Ancak, bazen bizim isteklerimiz çok abartılı olabilmektedir. Maalesef, köpek için tamamen normal olan birçok davranış insan - köpek ilişkisine zarar verecek boyutlardadır.

Örneğin; köpeğin evde liderlik iddiasında bulunması, köpeğin içgüdülerine ters düşmeyen, son derece normal bir davranıştır. Bu tür davranışlar, köpek açısından davranış bozukluğu olmasa da, köpeğin insanla beraber yaşamına olumsuz etki ettiği için, istenmeyen davranış sınıfına girer ve bunların giderilmesinde de psikolojinin tedavi yöntemleri uygulanır.

Bazı istenmeyen davranışlar, sadece basit bir nedenden dolayı oluşmaktadır. Örneğin; küçük bir oda içinde sürekli olarak havlayan bir köpek, geniş bir bahçe içine konulsa havlamayacaktır. Bunu da davranış problemi olarak nitelendirebilir miyiz? Örneğin; yalnızlık endişesi diye adlandırılan problem nedeniyle, akşam eve geldiğimiz zaman birçok kıymetli eşyamızı köpeğimiz tarafından parçalanmış olarak bulabiliriz. Bir vakamda bunun sebebini bulmakta epey zorluk çekmiştim. Ama olayı iyice incelediğimde, bu problemin sebebinin çok komik ve basit olduğunu buldum. Köpeğin böyle davranmasının tek nedeni, gündüz vakti üst kattaki çocuğun oynadığı atariden çıkan acayip seslerdi. Hayvan bu seslerden dolayı gerginleşiyor ve gerginliğini bu şekilde çözüyordu. Eğer hayvana huzurlu bir ortam sağlayamamışsak ve havyan korkusundan dolayı bu tür davranışlarda bulunuyorsa, bu davranışı anormal diye nitelendirmeden evvel biraz düşünmemiz gerekmiyor mu?

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol